30 Ağustos 2014 Cumartesi

iData ile Schengen

Türk olarak doğmanın en büyük sıkıntısı Schengen bölgesine dahil olamamak sanıyorum. 

Yeni düzenlemeye göre, artık Almanya ve İtalya vizeleri iData üzerinden alınıyor. iData'ya gitmeden önce başta ekşi olmak üzere öyle şeyler okudum ki, erteleye erteleye son dakikaya bırakarak, korkudan dizlerim titrer bir vaziyette içeri girdim. Şimdi size kendi iData ve Schengen hikayemi anlatmak istiyorum. Buyrunuz;

6 Eylül 2014 sabahı Berlin'e uçacağım. Uçuşuma tam 14 gün (8 iş günü) kala vizeye müracat etmek için iData'ya doğru yola koyuldum. 

Tarih: 23 Ağustos 2014 Cumartesi
Yer: iData Harbiye
Saat: 11.00

Evet işlerimi son dakikaya bırakmayı sevdiğimden ve sabah ilk açıldığı saatte gidersem inanılmaz bir kuyruğun beni bekleyeceğini öngördüğümden, cumartesi sabah 11'de iData kapısından belgelerimle beraber içeri girdim. 

İçeri girer girmez sizi bir güvenlik görevlisi karşılıyor, danışmaya yönlendiriyor. Oradan numara alıp sıranızı beklemeye başlıyorsunuz. Benim önümde sadece 1 (bir) kişi vardı. Onun da işi ben henüz oturup soluklanamadan bitti. Kendimi 22 numaralı bankoda buldum. Açıkcası "orda burda" yazdığı gibi kaba bir personele sahip değiller. Gayet güler yüzle karşılandım. Belgelerimi tek tek inceleyip basınçlı kap ile borudan yolladılar (bu etabı daha önce iData'da bulunmayan biri anlamayacaktır.) 

Ardından ödemeyi yapmak için başka bir bankoya yönlendirildim. Fişimi aldım. O fiş ile vizemi almaya geleceğimi öğütlediler. 

Bir arkadaşımla beraber başvurmuştuk. Onun belgeleri eksik çıktığı için başvuramadı. 22 no.lu bankodaki bayana en erken ne zaman gelir dediğimde " 6 günde geldiğini görüyoruz ama 2 haftayı da bulabilir. Biz size sms ile bildiriyor olacağız." demişti. Burdan en erken 6 günde gelebileceği sonucunu çıkararak, arkadaşımı teselli etmek üzere en yakın limonatacının yolunu tuttuk. Limonataları severiz. 

Ben ertesi pazartesiden itibaren, iData'nın sitesinden bana verilen takip numarası ile sorgulamaya başladım. Çarşamba günü (3. iş günü) pasaportumun iData'ya ulaştığı şeklinde bir yazı ile karşılaştım. Kalbim gümledi!

Bu kadar çabuk gelmesi mümkün müydü? Red mi almıştı? Neler olmuştu. İşte inanılmaz yoğun bir hafta olduğu için, Cumartesiyi (bugün) bekledim. Sabah kalkar kalkmaz iData'ya pedalladım ancak bugün 30 Ağustos! Resmi bayram! Hala vize sonucum konusunda bir fikrim yok. 

Belgelerim tamdı. Festival biletine kadar koydum içine. Ancak hesabımda, 80 TL ile başvurmam oldukça sarkastik bir durum. Bunu akıl edemedim telaşın içinde. 

Arkadaşım ise geçtiğimiz pazartesi başvurdu. Onunki hala konsoloslukta olarak görünüyor. 

Bakalım neler olacak, bu pazartesi öğreneceğiz. 

Ekleme: Vize tam 2 iş gün içerisinde çıktı. Başvurduktan 3 iş günü sonra iData'dan teslim aldım :) Sizlere tavsiyem vizeniz hızlı çıksın istiyorsanız mutlaka bir önyazı ekleyin. 


22 Şubat 2014 Cumartesi

Modagram Hakkında

Baştan söylemeliyim ki, Modagram ile hiçbir alakam yok. Yazı reklam amaçlı yazılmadı. Tamamen duyduğum sempatiden dolayı blogda yer vermek istedim. 

Yaklaşık 3-4 yıldır Asos.com hayatımın bir parçası. Ne yazık ki dolar ve euro yükseldiğinden beri biraz ara vermek zorunda kaldım ama hem free shipping olması (bedava kargo) hem de ürünlerin her birinin harika olmasından dolayı asos'dan vazgeçemiyorum. 

Türkiye'de asos benzeri bir siteye çok ihtiyaç vardı. Trendyol, markafoni gibi alışveriş kulüpleri bu açığı biraz kapatsa da, aynı konseptte değillerdi tabi.

Tam bu noktada trendyol'un kurucuları modagram'ı kurdular. Biraz Asos'dan da ilham aldıklarını düşünüyorum. 

Ürünlerin tamamı bedava kargo ile gönderiliyor. Bir çok markaya ulaşabiliyor olmamızın yanı sıra, Modagram etiketli bir çok ürün de var. Ben Modagram markalı ürünleri özellikle çok başarılı buluyorum. Tasarımcıları kim bilmiyorum ama dolabımda yerini almış bir çok modagram markalı bebeğim var. 

Kargo genellikle hemen ertesi gün elinize ulaşıyor. Neredeyse gidip kendi ellerinizle mağazadan almış hissi yaşıyorsunuz. 

15 gün boyunca ücretsiz iade almaları da ayrı bir güzellik. Şuana kadar hiç ürün iade etmedim ama böyle bir seçenek olması da ayrı bir gönül rahatlığı veriyor. 

Müşteri hizmetleri çok ilgili. Geçen gün sitenin tam ödeme aşamasında donması gibi bir problem yaşadım. Durumu kendilerine bildirdim bana hemen geri dönüş yaptılar. Yardımcı oldular. 

Binbir çeşit elbise, etek vs.'nin yanı sıra, kozmetik ürünlerine ulaşmak da mümkün. Murad'ın setini almıştım geçen yıl. Asos'da aynı bu şekilde çalışıyor ancak Türkiye'ye kozmetik ürünlerini sokmak mümkün olmadığı için modagram üzerinden böyle her yerde bulamayacağımız kozmetik setlerini bulmak çok keyifli. Şu sıralar Nars'ın setlerini satıyorlar bildiğim kadarıyla. 

En çok modagram markalı ürünleri beğeniyorum, bu ürünlere sitede daha çok yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Öte yandan modagram markalı ürünlerin kalitesine göre fiyatları da oldukça makul. 49-59-79 TL arasında değişiyor. Abiye elbiseleri 99TL'ye bulmak mümkün. 

Umarım hiç bozmadan, bu şekilde devam ederler :)
Aşağıda şu sıralar favorim parçaları görebilirsiniz.


Fotoğrafların Hepsi modagram.com'dan alınmıştır.




Bb Krem Yazısı

Bir kaç yıl önce patlayan bb kremlere karşı hep mesafeli oldum. İnanılmaz etkilerini her yerde okusak da denemeyi reddettim, etkilerine inanmadım bir türlü. Guerlain Parure Extreme fondötenim ve ben oldukça mutluyduk. 

Taa kiii, benim ruh eşi fondötenim, en iyi dostum kozmetik raflarından kaldırılana kadar. Kaldırıldığını duyduğumda inanmak bile istemedim. Az sürüldüğünde doğal, çok sürüldüğünde porselen makyajın bir numarası olan Parure Extreme'i kim neden kaldırmak istesin ki diye çok düşündüm.

Neyse ellerinde kalan son kutuyu da aldıktan sonra Tekin Acar'dan ayrıldım. 

O hafta yüz yıkama jelim de bittiğinden, mamacim'dan yüz yıkama jeli siparişi verdim ve saolsunlar bana La Roche Posay'in Bb kremini yollamışlar. Çok uzun süre kullanmadan bir köşede bekledi. Bir gün çaresiz kalınca hadi deneyeyim bakalım diye uyguladım ve o gün, işte tam o gün benim için fondöten çağının kapandığı gün oldu. 

Bugüne kadar 3 farklı Bb Krem denedim. Hepsini yorum yapabilecek kadar kullandım. Aşağıdaki yorumlar beğeni sırasına gidiyor. En az beğendiğimden başlıyorum. 

Siz ne düşünüyorsunuz peki? :) 

1. La Roche Posay Hydreane Bb Cream:

La Roche Posay'in tüm ürünlerine özellikle Effaclar serisine hayranım. Gerçekten hiçbir ürün yağlı ciltte bu denli başarılı olamaz. Dermokozmetikte en beğendiğim marka olduğunu söyleyebilirim. En alerjik ciltlerde bile kesinlikle iritasyona sebep olmaz. Uzun süre kullanımda bir çok olumlu etkisini rahatlıkla görebilirsiniz. 

Ancak, ne yazık ki Bb kremini başarılı bulmadım :( Öncelikle dokusu çok yağlı geldi. Kısa bir süre sonra parlama yapmaya başladı. Kapatıcılığı yok denecek kadar az ve herhangi bir tedavi edici özelliğini gözlemleyemedim. Herhangi bir alerjik iritasyona, sivilcelenmeye sebep olmadı. 

Fırçayla sürüldüğünde (Ben Sigma F80 kullanıyorum) elle olduğundan daha homojen dağılıyor. Kokusu yok. Az bir miktar ürün tüm yüze yetiyor ancak yukarıda da söylediğim gibi kapatıcılığı çok az ve yağlı ciltlere uygun olduğunu gerçekten düşünmüyorum. 

Kalıcılığını da başarılı bulmadım. Sabah 7.30 civarlarında makyajımı yapıyorum. Üzerine pudra sürdüğümde öğleden sonra eğer tek başına kullanırsam, 12.00 gibi yenilemem gerekiyor ki gün içerisinde makyaj yenilemek benim gibi üşengeç bir insan için tamamen çile. 

Öte yandan sadece 2 tonu bulunması ten renginize uygun tonu bulmanız konusunda sıkıntı yaratabilir. 

La Roche Posay Bb kreme 10 üzerinden puan verecek olursam; 5 

Fiyat: 23,94TL (mamacim.com 40ml)

Skin79 Super Plus BB Cream SPF 30:


Bu ürünle lilakutu sayesinde tanıştım. Başta mesafeli yaklaşsam da (tamamen alerjik bir cilde sahip olmanın verdiği korkuyla) ürün, umduğundam çok daha başarılı çıktı. 

Öncelikle spf benim için çok önemli. Doktorum kışın bile yüksek spf'li bir koruyucu kullanmamı öneriyor çünkü aşırı hassas bir cildim var. Bu yüzden çoğu ürün iritasyona sebep oluyor. 

Skin79 ile herhangi bir alerjik sorun yaşamadım ki bu benim için çok önemli. Kapatıcılığı orta seviyede. Kalıcılığı ise oldukça yüksek. Parlamaya müsait bölgelerinizin üzerinden pudra ile geçerseniz gün boyu mat bir cilde sahip olabilirsiniz. Gerçekten neredeyse, porselene yakın bir görüntü çıkardı ortaya. 

Bana Açık Bej (yeşil renkte olan) tonunu göndermişler. Elime sıktığımda inanılmaz beyaz geldi ancak uygulandıktan kısa bir süre sonra ciltle bütünleşiyor. Bir de kesinlikle tedavi edici özelliğinin olduğunu düşünüyorum. Uygulamanın ardından gözeneklerimde gözle görülür bir küçülme oldu. Bu tonun çok açık tenli kişiler için uygun olduğunu düşünüyorum. Çok açık tenli değilseniz daha koyu bir ton tercih etmelisiniz. Sayı olarak bilmesem de bir çok tonu mevcut. 

Skin79 Bb krem Missha ile yarışabilecek nitelikte ancak ne yazık fiyatından kaybediyor. Ben oldukça pahalı buldum ve Missha varken, arada bir de fiyat farkı varken ne yazık ki Skin79'u tercih etmem. Tercih sizin. 

10 üzerinden puan verecek olursam: 8

Fiyatı: 95 TL (lilakutu.com 40gr)


Missha M Perfect Cover BB Cream: 

Evetttt, son olarak bb kremlerin üstadı kabul edilen Missha'ya gelelim. Ünvanını sonuna kadar hak ettiğini söyleyebilirim. Yukarıda saydıklarımın hiçbirinden bu kadar memnun kalmadım. 

Ben 21 no.lu tonu var. Açık tenliler için uygun. Yazın 23.'e geçmeyi düşünüyorum. 21 yaz için çok açık kalabilir. Eğer buğday tenli iseniz, açık-buğday bile olsa 23'ü tercih edin. Ben ürünü missha.com.tr'den aldım ve yanında bir kaç adet tester gönderdiler. Aldığınız tonun bir farklısını orada seçebilirsiniz böylece diğerini deneme şansını da elde etmiş olursunuz. 

Bu arada siteyi de övmeden geçemeyeceğim, çok ilgililer ve ürün hemen kargolanıyor. 

Gelelim yorumlara;
Ürün inanılmaz kalıcı. Beni en çok etkileyen bu oldu. Sabah nasıl sürdüysem akşam işten çıkarken aynı şekildeydi. Kesinlikle parlama yapmıyor. Hatta kuru ciltler altına nemlendirici uygulamalı diye düşünüyorum. 

Cildi porselen gibi gösteriyor. Gözeneklerde kesinlikle küçülme yapıyor. Çok net gözlemledim bunu. Tedavi edici özelliğinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Kapatıcılığı oldukça yüksek. Neredeyse çoğu yüksek kapatıcılıkta fondöten kadar başarılı. 

Beni en mutlu eden özelliği ise, SPF 40 içermesi. Güneş koruması cildimiz için çok çok önemli. Missha'nın böyle bir ürün geliştirmesi gerçekten hepimize bir hediye.

Sanırım çok çok uzun yıllar daha iyisi çıkmadığı sürece yoluma Missha Bb ile devam edeceğim. Koreliler bu işi biliyor :) 

Fiyat: 25 TL (missha.com.tr 20ml) 57 TL (missha.com.tr 50ml)

20 ml'lik alarak, ton ve cildinize uygunluk açısından deneme yapabilirsiniz. Ben öyle yaptım. 

Bir de Missha'nın Boomer isimli bir makyaj bazı var ki onun da methini özellikle yabancı bloglarda oldukça duydum. En kısa zamanda deneyip, yorumlarımı yazacağım. 

Herkese mutlu bir haftasonu diliyorum :)






21 Ocak 2014 Salı

Fırçasız Makyaj Olmaz

Kafamızı çevirdiğimiz her yerde methini duyduğumuz iki fırça var, MAC 187 ve Sigma F80. Benim cildim aşırı alerjik olduğundan dolayı fırçalara uzun süre ön yargıyla yaklaştım. Mac'lerin önünden geçerken melül melül bakardım o fırçalara. Şaka bir yana, fırçasız ten makyajı hakkaten olmuyor. İstenilen sonucu vermiyor. 

Sigma flat kabuki f80'i uzun süredir denemek istiyorum. Adını duymadığımız blog kalmadı neredeyse. Sigma'nın sitesindeki black friday indirimini bir şekilde kaçırdıktan sonra fırça sevdamdan vazgeçmek zorunda kaldığımı düşündüm.Geçenlerde gittigidiyor'da dolanırken tamamen tesadüfen dbms adlı satıcıya denk geldim ve f80'i sınırlı sayıda satışa sunduğunu gördüm. Hiç vakit kaybetmeden bir adet sipariş verdim. 

Doların hali ortada. Sigma'nın kendi internet sitesinden verdiğiniz sipariş 21$ yani 64 TL. Ben ürünü 10 TL farkla 75 TL'ye aldım. Böylece kargo ve gümrük stresini de yaşamamış oldum. Ama siz site üzerinden de sipariş verebilirsiniz (tık tık

Gelelim ürünün özelliklerine,

Kılları yumuşacık. Hiçbir ciltte alerjik reaksiyona sebep olacağını düşünmüyorum. Yine de aldıktan sonra mutlaka yıkayın. Ürünü cildinize çok güzel dağıtıyor, kesinlikle iz yapmıyor. Fondöten uygulamasında bire bir. İnanılmaz doğal bir görüntü çıkarıyor ortaya. Ben allık ve kontür uygulamasında da kullandım ve yine çok başarılı buldum. Eğer tek fırçayla bir çok işlem yapmak istiyorsanız bu fırçayı tercih edebilirsiniz. 

Fiyat: 21$ (64TL sigmabeauty.com) - 75TL (gittigidiyor) 

Önemli not: Ben fırçalarımı daha hijyenik olması açısından Proteks sabun ile yıkıyorum. Kağıt havlu üzerinde kurumaya bırakıyorum. Yumuşacık oluyor ve kesinlikle kıl dökmüyorlar. Bebe şampuanı da kullanabilirsiniz. Kozmetikçilerde satılan fırça yıkama jellerini, losyonlarını vs. başarılı bulmuyorum. Kesinlikle tamamen temizlemiyor. (Hangi marka olursa olsun) 

Fırçalarınızı mutlaka düzenli olarak yıkayın. Bu cilt sağlığınız için çok çok önemli. 


Mükemmel Kırmızı

Kırmızı Ruj her kadının makyaj çantasının olmazsa olmazıdır. Aşırı feminen duruşu sevmem ama artık kırmızı ruju yırtık bir jean üzerine hızlıca geçirdiğimiz sweatshirt ile de kullanabiliyoruz. 

Bana ne yazık ki sadece canlı tonlar yakıştığından, özel bir event'e gerek kalmaksızın, günlük yaşamımda da kırmızıyı tercih ediyorum. 

Yıllardır kullandığım ve kesinlikle vazgeçemediğim iki favori rujum var. 

1. Bobbi Brown Red Carpet : 

Bu şuana dek kullandığım en harika ruj diyebilirim. Çoğu kırmızı ten rengimden dolayı pembe dururken, bu ton bende tamamen kırmızı duruyor. Sanırım lacivert alt tonlu bir ruj. Eğer sizin de böyle bir sorununuz varsa, mutlaka rujun lacivert alt tonlu olup olmadığını sorun. Ürün mat yapıda. Dudaklarda kuruma yapmıyor. Ben çok az bir miktar uyguluyorum ancak uzun süre kalıyor. Boyner'den almıştım. 

Fiyat: 73 TL (Morhipo) 










2. MAC Lady Danger: 

Bu rujun ününü duymayan yoktur sanırım. Hemen hemen her makyaj blogunda görebilirsiniz. Harika bir mat ruj. Daha turuncumsu renkte. Tonu da mükmmel ancak ben de kuruma yapıyor. Dudaklarım soyulmaya başlıyor. Her gün kullanamıyorum bu sebeple. Fırçayla uygulanması daha doğru olur. 

Fiyat: 50 TL ((Tık tık)

10 Ocak 2014 Cuma

Sezon Trendi : Palm Cuff

Sezon trendi başlığı verdim ama aslında bu harika takı, geçen sezon ortalarda görünmeye başladı. Geç de olsa blogdaki yerini alıyor :) Ben inanılmaz sevdim ve hemen bir tane edindim. (Asos.com'dan ancak tükenmiş :( ) Kötü tarafı ise Türkiye'de nerelerde bulabilirsiniz bilmiyorum. Türkçe'de henüz bir ismi olmadığı için internette aratınca da çıkmıyor. Yalnızca yabancı kaynaklara ulaşabiliyorsunuz. 

Ve işte o bebek; 





PCO Ürünleri

Herkese merhaba :)

Harika bir cuma günü ve size harika iki üründen bahsedeceğim. Hatta ben biraz abartıp, mucize olarak nitelendiriyorum. 

PCO Whitening Mask ve PCO Anti Horniness Gel (peeling) 

Tamamen farklı bir amaçla gittiğim güzellik salonundaki danışmanın önerisi üzerine denedim bu iki ürünü. Normalde danışmanlar yapışıp, zorla bir şeyler satmaya çalıştıklarından başta ciddiye almadım ama saolsun bana iki ürünün de tester'larını hediye etti. 

Evde denedikten sonra o kadar memnun kaldım ki, Lilakutu'dan (sanırım türkiye'de sadece lilakutuda satılıyor) hemen birer tane aldım. 

Yaklaşık üç ay oldu, iki ürünü de düzenli olarak kullanıyorum. Biliyorsunuz, çoğu ürün mucize diye lanse edilse de, ben kozmetik sektöründe mucizelere inanmıyorum. Cildinizin bir yapısı var ve bunu değiştirmek ne yazık ki çok çok zor. Doğru ürünler kullanılırsa ancak "iyileştirilebilir" 

PCO bence her cilt için doğru bir ürün. Benim cildimdee iritasyon yaratmadıysa kimsede yaratacağını düşünmüyorum. Şimdi gelelim yorumlarıma;

PCO Whitening Mask:


Bir kutuda 12 adet maske var.  Maskeleri gözlerinizle temas etmeyecek şekilde yüzünüze yerleştirip en az 20 dakika (ben 25 dakika bekletiyorum) bekletiyorsunuz. Ardından maskeyi çıkarın ve paketin içinde kalan suyu boyun bölgenize uygulayın.  Maskeyi çıkarmanızın ardından yüzünüzü kesinlikle suyla temas ettirmeyin. 
Uyumadan önce yapıp yatın ve cildiniz sabaha kadar yenilensin. Sabah kalktığınızda aradaki farkı ilk uygulamadan itibaren mutlaka fark edeceksiniz. Benim cildimdeki etkileri şöyle;

  • Kesinlikle inanılmaz bir aydınlık ve duruluk verdi.
  • Cildimi çok güzel nemlendirdi ancak yağlı bir cilde sahip olmama rağmen, ertesi gün yüzümde parlama meydana getirmedi. 
  • Gözeneklerimde çok az da olsa kalıcı bir küçülme oldu. 

Ürünü üçüncü kullanışımın ardından çevremdekilerden sen cildine bir şey mi yapıyorsun tarzında yorumlar almaya başladım ki en mutlu edici kısmı da bu. Ben maskeyi üşengeç olduğumdan iki haftada bir kez uyguladım. 

Fiyat: 150TL 

PCO Anti Horniness Gel:

Bu peeling gördüğüm en ilginç peeling. Parmak uçlarınızı ıslatarak bir miktar ürün alıp, kuru cildinize (ben banyodan çıktıktan hemen sonra yüzümü havluyla hafifçe kurulayıp yapıyorum) uyguluyorsunuz. Sonra ölü deriniz silgi parçaları gibi dökülmeye başlıyor. Suyla yıkıyorsunuz ve ta-taaa bembeyaz ve aydınlık bir cilt çıkıyor ortaya. 

Bu ürünü de haftada bir kez uyguluyorum. Uygularken cilde çok bastırmadan, yumuşak hareketlerde uygulamak gerektiğini düşünüyorum. Kokusuz bir ürün. Cildiniz gerçekten yumuşacık ve bembeyaz oluyor. Bir nevi yüz kesesi gibi. Ben ellerime de uyguluyorum açıkcası ve pürüzsüz oluyorlar. Şiddetle tavsiye ederim :)

Fiyatı: 70TL 









Bliss Pore Perfecting Facial Polish

Uzun bir aradan sonra merhaba. Bugün size Bliss Pore Perfecting Facial Polishden bahsedeceğim.

Eğer geniş gözeneklere sahipseniz bu ürünü bir yerde bir şekilde mutlaka duymuşsunuzdur. Ne yazik ki benim gibi gözeneklerden muzdarip olanlarımızın denemediği ürün kalmıyor sanırım. Her şeyden medet umuyor, yeni çıkan her ürünü denemeye çalışıyor, kimden ne duysak uyguluyoruz. 

Bu ürün de benim için onlardan biri. Amerika bazlı bloglardan birinde görmüştüm. Küçük bir araştırma yaptım ve kullanan herkesin memnun kaldığını gördüm. Tabi ki hiç vakit kaybetmeden ben de aldım. 

Özelliklere ve sonuçlarına gelecek olursak;


  • Bu peelingimiz diğer peelinglerden farklı olarak çok sert granüllere sahip değil. Yani hassas ve kızarıklığa meyilli ciltlere minimum zararı vereceğini düşünüyorum.
  • Kokusu güzel.
  • Çok az bir miktar yeterli. Böylece ürünü uzun süre kullanabilirsiniz. 

Ancakkkk,

Ne yazık ki ben  yaklaşık 3 aydır belirli aralıklarla kullanmama rağmen, gözeneklerimde bir değişiklik olmadı. İlk kullandığınız an gözle görülür bir küçülme görüyorsunuz evet, ancak ne yazık ki kalıcı olmuyor bu küçülme. İlk kullandığım hafta cildimde herhangi bir iritasyona sebep olmadı. Sonraki haftalarda ne zaman uygulasam cildimin farklı bölgelerinde (özellikle ağız kenarlarımda) büyük sivilceler çıkmaya başladı ki regl dönemlerimde bile cildimde sivilcelenme olmaz. İnternette öyle yorumlar okumuştum ki ürün hakkında, başta bu peelingden kaynaklı olabileceğini düşünmediğim için devam ettim ancak sivilcelenmeler artınca ürünü bıraktım. Bırakır bırakmaz cildim düzeldi ve bir sonraki kullanımımda yeniden sivilcelenme yaşadım. 

Ne yazık ki benim cildim aşırı hassas. Bana bunu yapması kesinlikle herkeste sivilcelenme yapacağı anlamına gelmiyor ki diğer bloglardaki yorumlara bakarsanız herkesin ne kadar memnun kaldığını görebilirsiniz. Ancak ben de işe yaramadı malesef :( 

Cildi hassasiyet ve kızarıklık gösterenler, düşünmeden almasın derim. 

Fiyatı: 99 TL (ben mamacim'dan almıştım) 



16 Ağustos 2013 Cuma

Shiseido Güneş Ürünleri

Son yıllarda Japonların kozmetik sektöründeki başarı çıtası inanılmaz yükseldi. Çok uzun zamandır, uzakdoğu ürünlerine karşı inanılmaz bir önyargım vardı. Belki anlamsız (çünkü kullandığımız tüm ürünler uzakdoğuda üretiliyor) ama ne yazık ki bu önyargıyı ancak bu yaz aşabildim.

Shiseido güneş ürünleri hakkında inanılmaz olumlu yorumlar aldıktan sonra, güneş koruyucu almak için Boyner'in yolunu tuttum ve bu uğurda La Roche Posay'in Anthelios serisini denemekten de vazgeçtim. Aşırı alerjik ve hassas bir cildim olduğu için bugüne dek hep dermokozmetik ürünler kullandım ve açıkcası kozmetik ürünlerden korkuyorum.

Shiseido standında inanılmaz ilgili bir bayan karşıladı beni ve önce Shiseido Sun Protection Compact Foundation'ı denedik. Ben çok açık tenli olduğum için en açık tonu olan, sp 30'u denedim. Cildime inanılmaz uyum sağladı.

Şaşkınlıktan olacak pudrayı önce denedim ve güneş koruyucusunu deneme fırsatım olmadı. 3 al bir öde kampanyasından faydalanarak 2 adet pudra ve bir adet spf 30 güneş koruyucu aldım. Güneş koruyucusunu deneyememiş olmak içimde biraz huzursuzluk yaratmıştı açıkcası. Ancak bu huzursuzluk da yersizmiş. Şimdi iki ürün hakkındaki detaylı yorumlarım aşağıda :)

Sun Protection Compact Foundation:

Ürünün yapısı harika. Çok az bir miktar bile benim cildim için yeterli oldu.

Orta kapatıcılığa sahip.

Yağlanma yapmıyor ve yağlı ciltlerde yağlanmayı önlüyor.

Tasarımı oldukça güzel içinde kendi süngeri var.

4 adet tonu bulunuyor. Denemeden alınmamalı.

İçerisinde spf 30 koruma bulunuyor ancak koruma açısından tek başına kullanılmamalı. Altına kesinlikle güneş koruyucu uygulanmalı.


Ben sadece yazın kullanmayı düşünerek aldığım bu ürüne bayıldım ve kesinlikle kışın da kullanmayı hatta bittikçe almayı düşünüyorum.

Sun Protection Cream:

Ürünün yapısı hafif. Diğer güneş kremleri gibi koyu bir kıvama sahip değil.

Parlama yapmıyor.

Az bir miktar ürün tüm cildinize yeterli.

Spf 30 denemiş olmama rağmen, yüzümde büyük ölçüde kızarıklıklar meydana geldi. Nedeni cildimin aşırı alerjik olması da olabilir.

Tekrar kullanmayı düşünmüyorum.


23 Mayıs 2013 Perşembe

Artdeco Makyaj Ürünleri

Yazının konusu başlıktan da anlaşılacağı üzere Artdeco. Bu marka, Türkiye'de pek de bilinmiyor aslında. Sanırım sadece bazı Boynerlerde var. Boyner kozmetik bölümüne girdiğinizde ilgi çekici standlarını görebilirsiniz. Yakın zamanda bu markadan geniş kapsamlı bir alışveriş yaptım. Ürünleri yaklaşık üç haftadır kullanıyorum ve artık detaylı bir yazı yazabilirim. Ürünlerin incelemesine geçmeden önce marka hakkında bir kaç bilgi vermek istiyorum. Artdeco hakkında bilmeniz gereken en önemli şey, hayvanlar üzerinde test yapmadıkları. Bu benim için çok önemli. Biz daha güzel görünelim diye hayvanların o kadar acı çekmesine katlanamıyorum. Markanın bir diğer özelliği ise fiyatlarının uygun olması. Ürünleri oldukça kaliteli ve fiyatları bu kaliteye oranla oldukça makul. Özellikle far ve rujlarının oldukça geniş bir renk skalası var. Çift taraflı likit far gibi değişik ve pratik ürünler bulmak mümkün. Rica ettiğinizde hiç çekinmeden tester veriyorlar (ki bu benim için çok önemli) 




1. Artdeco Mineral Powder Foundation: 


Ben tesadüfen yüzde elli indirime denk geldim. Bir ürün alana ikincisi bedavaydı. Ruj almak için gittiğim standtan elim kolum dolu döndüm. Bu mineral pudra da, far bazımın ikinci ürünü :) Aslında pudra fondöten. Yüksek kapatıcılık isterseniz, fondöten üzerine bir kat uygulayabilirsiniz. Cildiniz sorunlu değilse, tek başına da kullanabilirsiniz. Ürün zaten oldukça kapatıcı. Bu kadar beklemiyordum. Cildime harika bir ışıltı kattı. Aşırı hassas olan cildimde, herhangi bir alerjik reaksiyona ya da kızarıklığa sebep olmadı. Oldukça kalıcı, hemen uçup gitmiyor. Özellikle t bölgem yağlı ve bir kat pudra sürdükten sonra 4-5 saat hiç parlama olmadı. Kısacası ben oldukça memnun kaldım. 

2. Mineral toz fondöten fırçası:


Ne yazık ki beklediğim sonucu alamadım. Genelde fırçalar bana alerji yapar, bu fırçada öyle bir sorun yaşamadım ancak ilk kullanımda tüy döktü. Kesinlikle kötü bir fırça değil ama ben daha fazlasını bekliyordum sanırım :) Ürünü homojen dağıtma konusunda başarılı. Kalın kıllara sahip. 

Fiyat: 25,5 TL




3. Artdeco Eyeshadow Base:


Bu makyaj bazını gerçekten öveceğim çünkü kullandıklarım içinde en iyisi. Urban Decay Primer Potion'dan bile iyi. Kesinlikle şaka yapmıyorum. Ben bu üründen sonra Primer Potion'ı kullanmayı bıraktım. Küçük bir kutusu var başta kullanışlı görünmeyebilir ama aslında öyle değil. Parmağınızı hafifçe bir kere üzerinde gezdirdiğinde aldığınız ürün yetiyor hatta artıyor bile. Makyajımı temizleyene kadar herhangi bir dağılma, bulaşma, iz görmüyorum. Hem de havalar bu kadar sıcakken. Artdeco standından aldıklarım içinde, en beğendiğim ürün bu oldu. 

4. Artdeco Bronzer:


Ürünün ambalajı çok güzel. Sakarlık gibi bir problemim olduğundan, çoğu allığımı ve bronzerımı yere düşürmek suretiyle kırdım. Bunun kutusu oldukça sağlam duruyor :) Ürün ne yazık ki tenime koyu geldi ve anneme verdim. O yüzden hakkında çok fazla yorum yapamıyorum ama kalıcılığı iyi. Doğru tonu yakalarsanız ( iki ton var) memnun kalabilirsiniz, ton bana koyu geldiği için yedirsem bile çizgi gibi durdu yüzümde. 



5.Artdeco Eye Designer Refill No: 1 / No:3 :


Far sürme özürlüsü olduğumdan bu ürünü çok büyük umutlarla aldım ancak umduğumu bulamadım. Bir tane kalem şeklinde aparat var. İstediğiniz iki renk sıvı farı aparatın iki ucuna takıyorsunuz ve oluyor size çift taraflı far. Eyeliner far aslında. Eyeliner gibi göz kapağınıza uyguluyorsunuz. Ben ürünü sevmedim çünkü eşit dağıtmak çok zor. Keçeli kalem gibi durdu. Tekrar almayı düşünmem. Ama siz yetenekliyseniz deneyebilirsiniz :) 

Tek far fiyat; 29,90 TL